Yaşadığımız müddetçe neyin nasıl olması gerektiği ,hayat beklentilerimiz kafamızı kurcalamıştır. Doğduğumuz andan itibaren içine sürüklendiğimiz hayatımız ilk adımlarını kendi istemlerimiz dışında atmaya başlıyor. Dünya’ya geldiğimiz topraklar,hangi ırktan olacağımız,kültürel değerler içinde kendimize oluşturduğumuz toplumsal etik davranışlar gördüğümüzü,duyduğumuzu bize öğretilen olması gerektiğine inandığımız davranışları izlenimsel yollarla parça parça da olsa işleyerek kendi bütünümüzü oluşturma gayretine girmiş bulunuyoruz.Düşünsenize hangi çağda ,zaman diliminde yaşadığınız bile tüm bu koşulların yapı taşı ,ana hatları;ilk çağlarda sadece günlük yiyecek ve barınma ihtiyacını karşılama derdi olan bir insan da olabilirdiniz .Uzay yolcuğunun istasyonlarında evrenin sınırlarını zorlayan bilimin zirve yaptığı ihtiyacın tamamen evrensel gelişime odaklandığı günleri de görüyor olabilirdiniz. Ne var ki değişimini sağlayabileceğimiz koşulların koşullarını yaratmak mümkün olabilir miydi nasıl bileceğiz?Her birimizin hayatını duvarın belli bir yerinde sabitlenmiş ve ilk çivisini çakanın satrançta beyaz olan olduğunu bize karşı hamlesini yağtığını düşünürsek devamını getirmek bize kalmıştır. Kaldı ki geçmiş,şimdi ve gelecek tüm bu tahtadan ibaret.Aldığımız kararların çivisini sökmek istediğimiz zamanlarda geride kalanlar irili ufaklı derinlikler varolmuşluklar bıraktığı izler…Doğrusu olduğu gibi görünen durumların sonrası getirdiği sancıların tezatlığı ve bir arpa boyu gidilemezliğin yarattığı boşluk,öngörülemezlik beni hep düşündürştür,anı sorgulamanın aslında geçmişin bir hatası olduğu bu kısır döngünün ne kadar acımasız olduğunun kanıtı gibi.Hani derler ya ‘Hayat sen kel kaldıktan sonra eline tarak geçmesidir’ bütün bu pragmatiksizliğin daha iyi olabileceği kanaatindeyim zaman denen bu soyutluğun dünyevi yolculuğunda yok olacağımızı bilerek yaşıyoruz.Her birimiz istemiyor mu zaman çarkının kendi lehimize döndüğü günü iple çekmeyi..Her gelişme neden zamanını beklemek zorunadır ki ya biz doğru anı beklerken aslında doğru an da bizi bekliyora ,ya sen zamana bırakırken ya zaman da sana bırakıyorsa …
