“The Banshees Of Inisherin” Filmindeki Colm Karakterinin Varoluşçu Kuramcı Victor Emile Frankl ve Logoterapi Açısından İncelenmesi

cereny
8 min readJan 11, 2023

--

İrlanda iç savaşının sonlarına yaklaşılan ve 1923 yılını konu alan bir adadaki iki arkadaşın hayatı üzerinden filmin konusu ilerlemektedir.“The Banshees of Inisherin” adlı filmdeki Colm karakterini incelemeden önce Colm’un hayatı hakkında kısa bir bilgi ile başlamak karakteri anlamak da daha faydalı olacaktır.Colm Doherty karakterine hayat veren Brendan Gleeson’dır.Arkadaşı Padraic(Collin Farrell)ile birlikte İrlanda bölgesinin Inısherin adasında yaşayan çok iyi geçinen ve çevreleri tarafından birbirlerinin en iyi arkadaşı olarak görülen imrenilecek bir dostluğa sahiptirler.

photo by BritishGQ

Colm Doherty müzisyen kimliği ile bilinir, kemanı ile güzel bestelere imza atar ve sürekli gelişime ve üretime açık birisidir.Padraic ise eşeğini ve hayvanlarını çok seven geçimini onlar üzerinden sağlayan iyi niyetli boş vakti çok olan kız kardeşi ile yaşayan birisidir.Her gün takıldıkları barda arkadaşı Colm’un yanına gidip konuşmak isteyen Padraic bir gün hiç beklemediği bir tepki ile karşılaşır ilgisine ve sorularına hiçbir cevap alamaz adeta arkadaşı Colm yüzüne dahi bakmamaktadır. Kendi davranışlarını sorgulayan Padraic açıklayıcı bir sebep istemektedir.Colm ise kendisini artık çok sıkıcı bulduğunu ve bir kelime dahi etmemesini kendisini rahatsız etmemesini aksi takdirde parmaklarını keseceğini üstelik sol elinin keman çaldığı parmaklarını kesip kendisine hediye edeceğini net bir dille Padraic’e ifade etmiştir.Padraic ise bunun çocuk gibi bir davranış olduğunu düşündüğü için ilerleyen günlerde bu durumu görmezden gelmiş ve Colm’un kaldığı evde çat kapı içeri girerek sarhoş bir gününde havadan sudan muhabbet etmeye çalışmıştır.Colm ise yüzüne şaşkınlıkla bakarak kararının net olduğunu söylemesine rağmen kendini yeterince ifade edemediği fark etmiş,Padraic evden ayrılır ayrılmaz baş parmağını kesen Colm hışımla Padraic’in yaşadığı eve doğru yürüyüp kapısına içeride kardeşi ile vakit geçiren Padraic’in de duyabileceği bir şekilde çarparak parmağını atmıştır.

The Banshees of Inisherin”ismini verdiği bestesinin sonlarına gelen Colm kalan dört parmağıyla her gün çalışıp hedeflerinin sonuna yaklaşmaktadır. Bu süreç içerisinde Padraic yanına gelmiş ve büyük bestesi için Colm ‘u tebrik etmiş adeta iki arkadaş gibi gözükmüşlerdir arkadaşı Padraic ile olan iletişimin yeniden canlandırmayı da düşünmüştür. fakat Padraic hırsını bir türlü yenememiş ve Colm’un yalnız kalmasını istediği için en iyi anlaştığı müzisyen arkadaşlarından birini kandırarak adayı terk etmesini sağlamıştır.Bunu itiraf etmesi üzerine Colm’un arkadaşlıkları konusunda fikri değişmiş ve kalan dört parmağını da kesmiş ve Padraic’in kapısına sırayla hırslı bir şekilde atıp gitmiştir.Evine varan Padraic ise evcil eşeği Jenny’nin parmağı yemeye çalışırken boğazına takılıp öldüğünü görmüş bunun üzerine Colm’u sorumlu tutup barda otururken herkesin içinde onunla yüzleşmiş ve ertesi gün evini yakacağını içeride olmasan iyi edersin diyerek yüzüne söylemiştir Colm Jenny’nin ölümü için özür dilemiş aralarındaki düşmanlığın sona erdiğini söylemiştir Padraic ise aksine aralarındaki düşmanlığın yeni başladığını söylemiştir. Evini yakmasının ertesi günü bir evi olmayan ve sahilde tek başına uzaklara bakan Colm’un yanına Padraic gitmiş ev yanarken yanına aldığı Colm’un evcil hayvanı köpeğini vermiştir.Colm ise ona iyi baktığı için arkadaşına teşekkür etmiş.Padraic ise “Her zaman”cavabını verip başka bir kelime etmeden yanından ayrılmıştır.O esnada denizin ilerisinde top sesleri de susmuş İrlanda İç Savaşının sonlarına gelinerek film bitmiştir.

The Banshees of Inisherin, iki erkeğin dostluğu üzerine yazılmış beste olarak düşünülebilir. Çok zeki olmayan bir adamın, sadece sıkıcı olduğu için en yakın arkadaşı tarafından dışlanmasını, anlaması en zor şekillerde anlatma yolunu seçmiş. Colm; keman çalmak, beste yapmak ve artık hayatını daha anlamlı şekilde yaşamak istiyor; ancak bunları yapabilmek için Padriac’ın hayatından çıkması gerektiğini düşünüyor. Padraic’in bu durumu anlayamadığını açıkça gözlemliyoruz. O sadece yaşadıkları bu küçük adada eski umarsız ve sıradan hayatına dönmek istiyor.

photo by Pixabay

Buraya kadar filmin senaryosu hakkında bilgi verdikten sonra olayları ve Colm karakterinin üzerinde durarak Varoluşçu Kuramcılardan Victor Emile Frankl’a göre değerlendirmek istersek Frankl hayatı boyunca ölüm ile yaşam arasındaki bağın anlamını çözmeye, yaşadıklarımızın bir anlamını düşünürsek dünya görüşleri ile hayatın arasında bulunan varoluşsal bir bağın olması gerektiğine inanan bir kuramcı olarak kendini göstermiştir.

“Bana yanlış bir şey demedin.bana kabahatınde olmadı,artk seni hayatımda istemiyorum.”(Colm)

Bazen sadece insan kendi yolunu çizmek ve öznel anlam keşfine çıkmak için hayatında olmasını istemediği kişileri çıkarmak isteyebilir.Ortada somut bir çatışma olmasını gerektirmez.Bu replik de ise Colm baştan açıksözlülükle arkadaşına bunu açıklamaktadır.

Colm bestelerini çalarken

C: Bütün hafta senin zırvalarını dinleseydim böyle bestelerim olmayacaktı….

C. Dün sana çok yüklendim, sadece zamanın müthiş bir hızla akıp gittiğini hissediyorum Padric.Geri kalan zamanımı düşünerek ve besteleyerek geçirmeliyim. Kendin hakkında söyleyeceğin sıkıcı şeyleri dinlememeye çalışıyorum ama bunun için üzgünüm. Gerçekten .

P: Ölüyor musun?

C.Hayır ölmüyorum.

P: Öyleyse hayi vaktin var.

C: Konuşmak için mi.

P: Evet

C:Boş konuşmak için mi?

P: Boş değil güzel sıradan konuşma için

C: Boş boş konuşmaya devam edeceğiz hayatım yavaş yavaş bitecek ve 12 yıl sonra arkamda hiçbir şey bırakmadan öleceğim sadece dar kafalı bir adamla yaptığım konuşmalar kalacak öyle mi?

P: Boş değil dedim,güzel,sıradan konuşma dedim.

C: Geçen sene 2 saaat eşeğinin kakasında bulduklarını anlattın bana Padraic,zaman tuttum tam iki saat!

P: Eşeğimin kakası değildi, midillimin kakasıydı demek ki bu kadar dinlemişsin.

C: Bunların hiçbirini bana faydası yok (kalkar gider)…

Frankl varoluşsal engellenme üzerine der ki: Anlam isteğinin engellendiği durumlarda varoluşsal engellenmenin ortaya çıkacağını ve nevroza yol açabileceğinden bahsetmiştir. Varoluşsal nevrozları depresyon, saldırganlık ve madde bağımlılığından oluşan semptomları tanımlamıştır. Varoluşsal engellenmeyi azaltmak için mutluluk,başarı,güç peşinde koşmak yetersiz kalır bunun için amaç duygusu ve yüce bir hedef gerekir der. Bütün bunlarla düşünecek olursak Colm karakteri arkadaşı Padraic’in muhabbetini sıkıcı bulduğu için daha doğrusu amacı olmayan konuşmalar ile dolu olduğu için kendi anlam arayışına ters düşen bir arkadaşlığı sürdürmeme bilincindedir.

P:Eskiden kibardın,şimdi nesin peki?kibar değilsin

C:Kibarlık sonsuza kadar sürmüyormuş demekki ,değil mi Padraic?Sana sonsuza kadar sürecek bir şey söyleyeyim mi?

P:Ne?Müzik diye aptalca bir cevap verme sakın.

C:Doğru bildin müzik,resim,şiirler sürüyor.

P:Kibarlık da sürüyor.

C:17.yy dan kibarlığıyla kimi tanıyoruz biliyor musun?

P:Kimi

C:Hiç kimseyi.Yine de zamanın müziğini hepimiz hatırlıyoruz.Herkes Mozart’ın adını biliyor.

P:Ben bilmiyorum.Teorin çürütüldü.Her neyse konumuz kibarlık İsmi lazım olmayab değil.Annem kibar biriydi onu hatırlıyorum babam da öyle Kız kardeşim kibar biri onu da sonsuza dek hatırlayacağım.

C:Başka kim onların kibarlığını hatırlayacak.Hiç kimse.50 yıl sonra hiçbirimizi kimse hatırlamayacak

hatırlamayacak

V.E.Frankl insanın yaşamdaki temel güdülerini bir anlam arayışı ve bulma üzerine dayandığını düşünmektedir.Buradaki Colm karakteri yaşlı bir ve hayatını müziğe adamış bir karakter olmakla birlikte ölmeden önce büyük bestesi ile hatıralarda iz bırakmak istemektedir.

Frakl’a göre doğuştan insan iyi bir tabiata sahiptir.Peadric’in burada kibar ve iyi bir insan olarak hatırlanmanın daha önemli görülmesi onun kendi varoluşçu bakış açısını göstermekle birlikte Colm’un ise varoluş amacının üreterek ve geride isminden bahsettirecek bir şeyler bırakacak somut bir şeyler olacağına olan inancı ikisinin yollarının neden ayrı gittiğini açıkça göstermektedir.

Frankl’ın anlamın keşfini üç yoldan keşfedileceğini dile getirmiştir.

1.Bir eser bırakarak, bir iş yaparak

2.Bir şey yaşayarak ya da bir insanla etkileşime girerek (sevginin anlamı)

3.Kaçınılmaz bir acıya yönelik bir tavır geliştirerek (acının anlamı)

Bu filmde Colm karakteri kendi anlam arayışında üç durumu da gözler önüne sermiştir. Bestesini kalıcı bırakmak için çabalamış, sevdiği bir arkadaşını sessizlik ve huzur için kendinden uzak tutmak istemiş, parmaklarını kesip kendine acıyla bedel ödeterek tavır geliştirmiştir.

Tabii ki Frankl anlam bulmak için acı çekmenin bir gerek olduğunu burada söylememiş ama acıya rağmen olası anlamın olduğunu vurgulamak istemiştir

“Bana her konuştuğunda bahçe makasımla bir parmağımı kesip sana atacağım”

Frankl insanı sadece olumlu yönleri olan bir varlık olarak ele almaz. İnsan doğasına bakışı ona göre, insanın içerisinde en kötüye yönelik bir potansiyelin olduğu ve insan özlemlerini daha yüksek bir düzeye çıkarmazsa, ulaşabileceğinden daha aşağıya gidebileceğine vurgu yapar. Burada ise Colm’un içinde ne kadar yüksek bir istek ve bestesini büyük kitlelere duyurmak amacı olduğunu bunun için gece gündüz çalıştığını zamanını alan kişi en yakın arkadaşı bile olsa sessizliğin ve yalnız kalma bedelinin gerekirse parmağını bile keseceğini dile getirerek önemle belirtmiştir.

Frankl’ın insanın anlam istemine yaptığı vurguyu da düşünecek olursak. Trajik üçlü kavramından bahsetmektedir. Bunlar: Kaçınılmaz acı, telafi edilemez kayıp ve suçluluk.

İnsanların keşfetmesi gereken anlamlar içerisinde sıklıkla hastalık ve kaçınılmaz bazı kayıplar ve bunların oluşturduğu kişiler acıları da doğrudan içeren durumlar yatmaktadır. Colm karakterinin kendi parmaklarını keserek içerisinde özlemle büyüttüğü hatırlanma arzusu kendine çektirdiği acı ile onu besleyecek kendi doğru anlamını bulma yolunda ilerlemesini sağlayacaktır.

Tabii ki de yaşamın anlamını değişkendir. Burada Frankl’ın bahsettiği de tam olarak bunu anlatmaktadır. İnsandan insana, günden güne, saatten saate farklılıklar göstermektedir. Colm karakterinin belki de en büyük korkusu kendi anlam arayışını başaramayacağı ve bunda haksız olacağı konusuydu ki birgün bile vazgeçmemek için bedelini kendine amacını her gün hatırlatacak kesik parmaklarıyla ödedi. Bestesini sol elinin parmakları ile bitirdi.

“Kaçınılmaz olanı ertelerken kendimi oyalıyor olmaktan endişe duyuyorum bazen”(Colm)

Frankl’ın kendisi bile 4 yaşlarında bir akşam uyumak üzereyken bir gün öleceği fikri ile ansızın irkildiğini düşünecek olursak Colm karakteri ise bu dünyadaki varlığının bir gün sona ereceğini ve bunu ne kadar görmezden gelse de yapmak istedikleri şeyleri ertelemek için epey endişe içinde kaldığını itiraf ettiği bir replik olmuştur.

P: Bestenin adı ne?

C: Inisherin’in Dişi/Ölüm Perileri var aklımda (buradaki çift ss sesine yapılan vurgu tek s ölüm, çift dişi olmak üzere)

P: İnisherin de dişi peri yok ki

C: Artık ölüm alameti olarak çığlık atmayı bıraktılar bence keyifle arkalarına yaslanıp olanı biteni izliyorlar.

Frankl ‘ a göre çatışma bir ölçüde normal ve sağlıklı olabilmelidir. Nevrotik nevrozlarla acının başarıya götürebileceğinden bahsetmişti.Colm karakteri kendi mutlu sonuna hikayesine bitirmiş olduğu bestenin ismini ölüm perisi yerine Inisherindeki Dişi Periler ismini vermesi onun ne kadar kendi iç çatışması sonucu bir iç huzura vardığı noktayı da göstermektedir. İhtiyaç duyduğu şey ne pahasına olursa olsun Colm bunu başarmış yerine getirdiği anlam çağrısını keyifle arkasına yaslanarak dinlediği, dinleneceği aşamaya ulaştırmıştır.

Özetle düşünecek olursak kimisi için anlam ifade etmeyen huzurun, bir başkası için ne kadar önemli olabileceğini görüyoruz. Bir insanın sol elinin beş parmağını hibe etmesine değebilecek bir yalnızlık isteği, bir noktada bizi kendi içimize yöneltiyor. Yalnızlık ihtiyacı ne kadar kıymetli olabilir? En yakın arkadaşının kalbini paramparça edip, işe yaramaz bir sol kolla hayatını geçirmek isteyecek kadar ihtiyaç duyulan bir sessizlik arayışı gerçek olabilir mi?

Colm varoluşsal bir umutsuzluğa sahip, bunu unutulmaz bir eser yaratma yanılsamasıyla aşmaya çalışıyor. Aslında kendisinden nefret ediyor ve bu nefreti Padraic’e yansıtıyor. Parmaklarını kesiyor, çünkü bir yandan hangi yüzyılda yaşadığını bile bilmediği Mozart’ın üzerinden unutulmayacak bir eser bırakma isteği ile yanıp tutuşurken diğer yandan onun kadar olamayacağını da biliyor.

Rahiple olan diyaloğu ise iç savaşla da bağlantılı:

Colm: “Minyatür bir eşeğin ölümüne sebep oldum,kendimi suçlu hissediyorum.”

-Rahip:Minyatür eşekler tanrının umurunda mı sence colm?

Colm:Korkarım değil. Ve korkarım bütün sorunun kaynağı da bu.

İnsanı diğer canlılardan üstün tutup ayırdığında, insanlığın kendi içindeki ayrımların da raflarını ayırmış oluyorsun.Colm kendi anlam arayışı ile çıktığı bu yolculukta arkadaşı olan Padraic’in tüm değer yargılarını sevdiği eşeği ve hayvanlarının da aslında onun için bir anlamı olduğunun farkında ve ölmesine sebep olduğu eşek Jenny’nin önemli olduğunu düşünüyor ve canlıların hepsinin Tanrı için önemli olması gerektiğini düşünüyor. Daha önemli daha az önemli olan şeyin kimin ve neyin karar vereceği sorusunu gündeme getirmiş oluyor.

Lagoterapi açısından düşünecek olursak Colm tüm bu film boyunca davranışlarının arkasında olan nedeni anlatmak isteseydi daha çok geleceğe dönük kalan ömrünü nasıl geçirmek istediğine vurgu yaparak anlatmış olacaktı. Kendisiyle olan bu yüzleşmesi lagoterapi ile birlikte düşünce odağını Colm’un hayatını anlamlı gördüğü noktaya büyük bestesinin onun için ne anlam ifade ettiğini gösterecek şekilde ilerleyecekti. Karşılığında Colm özgürlük,sorumluluk,farkındalığı ile yüzleşmiş film boyunca kaçınılmaz sonum diye bahsettiği kendi ölümüne yüklediği anlamlı bakışını lagoterapi ile açığa çıkarılırdı.

KAYNAKÇA

Pervin,L.A ve Cervone,D.(2016).Kişilik Psikolojisi Kuram ve Araştırma.Nobel Akademik Yayıncılık

Kişilik Kuramları Pegem Akademi

The Banshees Of Inisherin filmi 2022

--

--

cereny

Merhaba,Şu an bu sayfaya yolun düşmüşse umarım iyi bir yol arkadaşı olmuşumdur :)